Arıcılık
Henüz
önemi tam anlaşılamamış da olsa birçok çiftçi ailesinin geçim kaynağı
olan arıcılık İlçemizde önemli bir tarım koludur. Yaylaların rengârenk
çiçeklerinden elde edilen balın lezzeti ülke genelinde pek çok yerde
tanınmakta ve tercih edilmektedir. 20 yerli kovan ve 970 fenni kovan
mevcudu olan ilçemiz arıcılığı oldukça önemli bir potansiyele sahiptir.
Ancak arıcılığın istenen modern işletmecilik seviyesinde olmaması
arıcılığın gelişmesini sınırlamaktadır.
BAŞYAYLA'DA ORGANİK TARIM (DEĞERLENDİRME)
Orta
Torosların Güney yamaçlarında kurulu Karaman İlinin Güney kesiminde yer
alan Başyayla İlçesi toplam 102.130 da alana sahiptir. İlçemizde
bitkisel üretimin %66’sı tarla bitkilerinden, %32’si meyvecilikten %2’si
sebzecilikten meydana gelmektedir. Tarla bitkileri ekiliş alanları
toplam 10.560 da olup buğday, çavdar ve nohut üretimde ön plandadır.
Ürünler
Ekilen Alan (da)
Verim (kg/da)
Kaldırılan Ürün Miktarı (TON)
Buğday
3405
300
1021,5
Çavdar
635
300
190,5
Nohut
2350
110
259
2007 İstatistikî veriler
Tarla
bitkileri ekiliş alanları İlçe merkezi haricinde genellikle meyve
bahçeleri arasında yer almaktadır. İlçe merkezinde ise çavdar ve nohut
öncelikli olmak üzere yaylalarda ekiliş yapılmaktadır. Meyve bahçelerine
yakın alanlarda yapılan tarla tarımında nohut haricinde yer yer tarım
ilacı kullanılmakta, gübre ise sadece hububat alanlarında 20-20-0 ve %33
Amonyum Nitrat şeklinde uygulanmaktadır. Yaylalarda ise nerdeyse hiç
tarım ilacı kullanılmamakta, gübre sadece çavdarda 20-20-0 ve %33
Amonyum Nitrat şeklinde uygulanmaktadır. Yaylalarda buğday tarımı soğuğa
dayanmadığı düşüncesiyle tercih edilmemektedir. Günümüzde yaylaların
bazı kısımlarında sulama imkânı bulan üreticiler bu alanları kiraz
bahçesi olarak değerlendirmeye gitmişlerdir. Yine tarım ilacı
kullanımının çok az olduğu bu alanlarda organik tarım potansiyeli
değerlendirilebilir.
Zararlılara
kaşı kimyasal mücadele kolay ve kısa sürede sonuç veren bir yöntem gibi
görülmekte ve fazla miktarda ilaç kullanılmaktadır. Fazla miktarda
ilaçlama sonucu doğal denge bozulmakta, insan ve hayvan sağlığı olumsuz
yönde etkilenmekte, çevre kirliliği meydana gelmektedir. Doğal dengenin
faydalılar aleyhine bozulması, zararlıların populasyon yoğunluğunun
artmasına paralel olarak zarar oranlarının artmasına da sebep
olmaktadır. Günümüzde insan sağlığının, çevrenin ve biyolojik
çeşitliliğin korunması ön plana çıkmıştır. Modern bir yaklaşımla,
zararlı türlerin populasyon değişimlerinde rol oynayan tüm faktörlerin
çevresiyle birlikte düşünülerek zararlı popülasyonların ekonomik zarar
düzeylerinin altında tutulabilmesi için bütün teknik ve yöntemlerin uyum
içerisinde kullanıldığı “Entegre mücadele programları”
hazırlanmaktadır. İleriki aşamada ise üretimde kimyasal girdi
kullanmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve
sertifikalı tarımsal üretim biçimi olan “Organik Tarım” ön plana
çıkmaktadır. Amacı; toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden,
çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığını korumak olan Organik tarım
İlçemiz yaylalarında ümit vermektedir.
İlçemiz
çiftçileri organik tarım konusunda yeterli bilgiye sahip değillerdir.
Arazilerin parçalı ve çok küçük oluşu, kiraz ve elma bahçelerinin iç içe
geçmiş ve karışık oluşu nedeniyle tarım ilacı, gübre seçimi ve
kullanımında sıkıntılar olmaktadır. Yaylalarda ise durum nispeten
homojenlik göstermektedir. Bitki koruma açısından neredeyse sorunu
olmayan yaylaların toprak yapısı, iklim ve ürün potansiyeli incelenerek
organik tarım yapılabilirliği değerlendirilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder